11 Ekim Pzt günü derste başkanlık sistemini parlementer sistem ile karşılaştıracağız. Her iki sistemin çeşitli kriterler üzerinden (katılım, karar alma, temsil vs) birbirine olan avantaj/ dezavantajlarını tartışıyor olacağız. (Bu arada ilginç bir tesadüfe dikkatinizi çekmek isterim, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün üniversitemizi açarken yapmış olduğu konuşmada başkanlık sistemini tartışın demiş. Bugün gazetelerden okuduk başka şeylerle birlikte).
Başkanlık sistemine dair doksanlı yıllarda hemen herkesin okuduğu ve bu tartışma yapılırken referans verilmeden geçilmeyen bir makaleye dikkatinizi çekmek istedim. Biliyorum zaten ders için çok okumaktasınız, ve bunu da okumanızı beklemem biraz hayal olur ama en azından ödevlerini bu konuda yapacaklar dikkate alabilirler. Makaleyi sizin için scribde yükledim.
http://www.scribd.com/doc/38886497/Skach-and-Stephan
Skach ve Stepan bu makalelerinde sosyalizmin çökmesi sonrası kurulan "yeni demokrasilerin" ekonomik ve sosyal yeniden yapılanmanın gerektirdiği radikal yeniden yapılanmayı gerçekleştirebilmek için genellikle başkanlık sistemini tercih ettiklerini ifade ediyor ve daha sonra bu tercihin sorunlarını gösteriyorlar. Bu "yeni demokrasiler" başkanlık sistemini tercih ediyorlar çünkü geleneksel siyaset biliminin temel yargısı başkanlık sisteminde karar alma süreçlerinin daha hızlı ve etkin olduğu yönünde. Ama Skach ve Stepan'a göre durum gerçekte bu değil, başkanlık sistemi olan ülkelerde özellikle başkanın ve parlementonun aynı partiden olmadığı durumlarda (ki benzer bir argüanı Juan Linz'te ünlü Perils of Presidentialism makalesinde yapmıştı) kararların çıkması yavaşlıyor ve hatta kimi zaman mümkün olamıyor. Üstelik başkanlık sistemi olan ülkelerde siyasi partiler parlementoda çoğunluk sağlamakta zorlanırken, parlementer sistemin egemen olduğu ülkelerde parlementelorda partilerin çoğunluk sağlama oranı başkanlık sistemlerine kıyasla daha yüksek. Bu parlementer çoğunluklarda başkanlık sisteminden çok daha kolay kararları geçirebiliyorlar. Dolayısıyla başkanlık sistemi ile yürütülen ülkelerde yürütmenin hızlı ve etkili karar alması durumu Skach ve Stepan'a göre bir mit..
Juan Linz'te biraz evvel bahsettiğim makalesinde başkanlık sistemini kullanan Latin Amerika ülkelerinde sık sık anayasal tıkanıklıklar yaşandığını gösteriyor (amerika'da niye bu kadar yaşanmıyor diye sorabilirsiniz, bu ayrı bir tartışma konusu ama kısaca şöyle diyeyim: yaşanmıyor çünkü orada bildiğimiz anlamda bir parti disiplini yok). Özellikle başkanın ve parlementonun aynı partiden olmadığı durumlarda bu tarz tıkanıklıklar yürütmeyi fiilen etkisiz hale getiriyor. Linz'in gösterdiği böylesi tıkanıklıklar olağanüstü hal ilan edilmesini, siyasete askerin müdahelesini, askeri darbeleri daha olası hale getiriyor. Yani Linz'in vardığı sonuç başkanlık sisteminden demokrasinin karşı tarafına (diktatörlük) sıçramanın daha kolay olduğu yönünde.. Özellikle Linz'in olağanüstü hal ve başkanlık sistemi arasında kurduğu ilişki siyaset bilimi açısından ilginç.
Peki başkanlık sisteminde başkanın partisinin parlamentoda çoğunluğu oluşturduğu durumlarda, yürütmenin hızlı ve etkili karar alma gücü parlamenter sistemin izin verdiğinden çok daha fazla olmuyor mu? AKP'nin başkanlık sisteminden beklentileri parlamentoda çoğunluğu oluşturacakları varsayımına dayanıyor gibi sanki.
YanıtlaSil(Hatice)
evet haklisin. bu tarz bir durumda, yani baskan ve parlementoda ki cogunluk ayni partidense- o zaman hukumetin/ yurutmenin kapazitesi parlementer sistemin el verdiginden cok daha fazla olabilir.
YanıtlaSil